Bildiğiniz üzere burada sık sık dolandırıcılık vakalarından bahsediyorum. Röportajlardan kalan zamanı buna ayırdım. Bir önceki yazıda Bağdat Caddesin’ndeki Bonnie & Clyde ikilisinin hikayesini anlatmaya başlamıştık. Okumadıysanız bu linkten göz atabilirsiniz; ilginizi çekerse buradan devam edin.
Bu arada yazı ile birlikte yeniden aktif hale getirdiğim YouTube kanalımdaki konuyla alakalı videomu da izleyebilirsiniz.
İşletme sahibi arkadaşı anlatıyor:
2012-2013 senelerinde tanıştık. O zaman oldukça mütevazi olan kafemize sürekli gelen. Doğum günleri pastalarını bizden sipariş eden insanlardı. Zamanla sohbetimiz arttı. Bu, bizim sektörde normal. O yüzden yadırgamadık. Zaten hal ve tavırlarında da bir gariplik yoktu. Yardımsever, demokrasiden yana tavır alan, hayvansever insanlardı bizim tanıdıklarımız.
(TÜM MAĞDURLAR AYNI CÜMLEYİ KULLANIYOR: ‘BİZ SİZİN PARANIZA TENEZZÜL ETMEM’ İMAJINI NET ÇİZİYORLAR. ÖZELLİKLE HAYVANSEVERLİK VURGUSU FAZLA, HASTA SOKAK KEDİSİNE BAKIYORUM DİYE TOPLANAN PARALAR, DOLANDIRILAN VETERİNERLER DE VAR.)
Hanımefendi bana eskiden dergilerde editörlük yaptığını ancak sonra sanat camiasındaki ‘yorucu’ ilişkilerden sıkılıp hayatını değiştirmeye karar verdiğini söyledi. Sık sık yeri geldiğinde ünlü isimlerden bahsederdi. Bir dönem Acun Medya’da çalıştığını veya Survivor ya da O Ses Türkiye’ye katılmak isteyenleri seçen kurulda olduğunu söyledi. Bir keresinde de modacı Özgür Masur ile çok samimi olduğunu anlattı. ‘Gelinliğimi o dikmişti’ dedi. (BEN YAKIN OLDUĞUM İÇİN ÖZGÜR MASUR’UN ORTAĞI FERHAT KAZANCI’YA ULAŞTIM. FERHATIN TELEFONUNDA BU KİŞİ ‘SAKIN AÇMA’ DİYE KAYITLI. ONLARA DA
’SENELER ÖNCE SİZE MODA HAFTASI İÇİN SPONSOR BULACAĞIM’ DİYE YAKLAŞMIŞ ANCAK DEFİLEYE BİR HAFTA KALANA DEK OYALAMIŞ. SPONSOR FALAN DA ORTAYA ÇIKMAYINCA BÜYÜK BİR KAVGA İLE YOLLARI AYIRMIŞLAR.)
Tanışmamız söylediğim gibi 2012-13 senesine denk geliyor ama esas ‘samimi’ olduğumuz dönem 2016 sonrasıdır. Biz ne zaman kafemizi büyütmek ve başka bir semte şube açmak istedik o zaman bu hanımefendi yeniden belirdi. Beni arayıp ‘burada şube açacakmışsınız çok sevindim’ dedi. Zaten açılıştan sonra da dükkandan hiç çıkmadı. İnsanı inanılmaz derecede sık boğaz edebilen, ısrarcı bir tip. Nasıl desem size bir yapışıyor ki bir türlü kurtulamıyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın yapışarak kötülük yapmıyor ama hani her sabah sizden önce dükkana gelen, her gün sürekli arayan, sizinle alakalı her konuya dahil olmaya çalışan fazla samimi biri. O hali rahatsız ediyor. Eşim ilk günden beri ‘bunlarda bir terslik var’ demişti ben konduramamıştım.
Dolandırılma hikayemiz basit. 2018 yazında bize birlikte “Maxx Royal’de tatil yapmayı önerdiler.
Dayım otelci orayı tanıyor, kartı da var indirim alırız’ dediler. Biz hem açılış yoğunluğundan hem de ekonomik açıdan zorlanmamak için ‘bakarız’ dedik, oyaladık ama ertesi sabah bana şöyle bir telefon geldi ‘ben rezervasyonu yaptırdım, ödedim gidiyoruz!’ Burada yine o demin bahsettiğim fazla düşünceli, samimi tavrın olduğunu söylememe gerek yok. Ben ‘keşke bize danışsaydınız’ desem de geçiştirdi. ‘Gideceğimiz zaman ödersiniz acelesi yok ki’ dedi. Ancak tabii ki öyle olmadı.
Kısa bir süre sonra beni arayıp ‘dayımın acil bir ödemesi varmış bizim paramızı çıkarır mısın?’ dedi. Biz de böyle durumlara karşı ekstra hassas tiplerizdir. Hakkımızda kimse laf etsin istemeyiz. Para pul alışverişinden de hoşlanmayız. O yüzden hemen çıkardık parayı. Ki bana sorarsanız o da bizim ne yapıp edip o ödemeyi yapacağımızdan emin olduğu için bu şekilde paramızı çaldı. İnsanları mizaçlarına göre dolandırıyor. Bu arada sürekli ‘ucuz uçak bileti buldum alalım’ diye de baskı yapıyordu. Bana sorarsanız uçak bileti parası da bir sonraki hedefti. Onu da aldım diyerek bizden tahsil edecekti herhalde ama öyle olmadı.
Tatil parasını yolladıktan sonra beklemeye başladık. Ama eşimin de telkinleriyle benim de içime kurt düştü ve oteli arayıp rezervasyonu kontrol ettim. Sonra da ona ‘Bizim rezervasyon yokmuş’ dedim. Tabii ki üste çıktı, inanın bana bu konuda da çok başarılıdır. Yanlış şubeyi aramışsındır, ben sana atacağım evrakları vs. diye birkaç gün daha kazandı. Burada bence en enteresan olan her telefona çıkması asla kaçmaması.
Pelin Hanım bu kadının KAÇMIYOR oluşu kurbanlarının kafasını karıştıran yegane şey. Dolandırıcı dediğin parayı alır yok olur sanıyoruz ya bu öyle değil. Her mesaja cevap veriyor, görüşmeye geliyor.
(TELEFON VAADİYLE DOLANDIRILANLAR ARASINDA BU KİŞİNİN YÜZÜNE KARŞI ‘SEN DOLANDIRICISIN’ DİYEN DE OLMUŞ. ÜZERİNE GELİNDİĞİNDE KARŞISINDAKİNE KENDİNİ KÖTÜ HİSSETTİRMEK İÇİN HEMEN SAĞLIK SORULARINDAN BAHSEDİYOR. TÜM MAĞDURLARDA AYNI. KİMİNDE ANNESİ KANSER, KİMİNDE ARKADAŞININ EŞİ, KİMİNDE YEĞENİ HASTANEDE OLUYOR. ‘HASTA YEĞENİM’ DİYE PAYLAŞTIĞI FOTOĞRAFIN GOOGLE’DAN BULUNMUŞ BİR GÖRSEL OLDUĞU SONRADAN ORTAYA ÇIKMIŞ. ANNESİ DERSENİZ HİÇ KANSER GEÇİRMEMİŞ.)
Hukuki yola başvurmadık çünkü ben olaya kötü niyetli bir arkadaş kazığı olarak bakıyordum. Ya da öyle bakmak istedim. Ama size de meseleyi ileten DİDEM BİRKAN bana da ulaştı. Hikayeyi ondan dinleyince insanları uyarmak için bunları anlatıyorum.
(BU DA KLASİK BİR DURUM. MAĞDURLAR ARASINDA HEP BİR ÇETİN CEVİZ OLUYOR. İNATÇI BİRİ VE SİSTEM ANCAK ONUN ZORLAMASIYLA ÇÖKÜYOR. BU ÖYKÜDE DİDEM BİRKAN. SHOW TV’DEN BAŞLADI NERELERE GETİRDİ MESELEYİ. DEVAM DA EDECEK BİLİYORUM.)
Eşi bir soğuk zincir gıda firmasında çalışıyor. Didem Hanım o firmanın patronuna kadar ulaşmış. Patron yapabileceği bir şey olmadığını söylemiş. Bence eşi her şeyin farkında, ORTAKLAR. Kadın dominant taraf, planı yapan, kararları veren taraf erkek ise uygulayan taraf.
Bence hayatında bir şeyleri başaramamış ama o hayalini kurduğu şeyleri olmuş gibi anlatan biri. Arkadaşı yok, boş zamanı çok ve bolca kitap okuyor. Hukuk konusunda da bilgili. Bir keresinde bir otelde zehirlendiklerini ve otelden yüksek miktarda tazminat aldıklarını da ballandırarak anlatmıştı. Şimdi o olayın da gerçekliğini sorgular oldum tabii.
Benim yorumum:
Evlerine temizliğe gelen hanımefendinin altınları (ki kendisi de şikayetçi olmuş), annesi kanser tedavisi gören ve ona destek olmak için garsonluk yapan genç delikanlıyı bir şekilde ikna ederek kendi hattı üzerine aldırmayı başardıkları ve taksitlerini ödemedikleri telefonun parası, ev sahipleriyle mahkemelik olmalarına sebep veren ödenmemiş aidatlar, kiralar… Bu çiftin vakaları saymakla bitmez. Bunlar şu an gün yüzüne çıkanlar, kim bilir daha neler var… Devam eder miyiz? Bilgi, belge, tanık olduğu sürece tabii ki evet.
Son dakika gelişmesi!
Bozcaada’da bu yaz yaptıkları tatilin bedelini (33 bin TL) ödemedikleri için otel hukuki süreç başlatmış durumda. Bir de Datça Savcılığı ikilinin gelen şikayet üzerine hesaplarına 90 bin TL bloke koymuş. Bu yazıyı yazarken beni arayan Didem hanımdan öğrendiğim kadarıyla o ve onunla birlikte dolandırılan kişiler de bu davaya dahil olacaklar.
Ve bana en çok gelen soru: Mağdurlar neden anonim kalmak istiyor?
Çünkü itibar suikastı ile tehdit edilmişler. Mesela 15 bin TL ödemedikleri veterinerlerini Google’da haklarında kötü yorum yazmakla ve sosyal medyada karalamakla tehdit etmişler. Bu hikayede Ponzi Mine’deki gibi ‘mafya bey’ler olmasa da bu ikili de insanları bir şekilde tedirgin etmeyi başarmışlar. Şimdi top, Datça Adliyesi’nden gelecek haberde.
Instagram
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio