Yaratıcı ustaların yılı

Yaratıcı ustalar bu yıl da ödün vermeden etkileyici, düşündürücü, özgün yapımlar çektiler.

Dolunay Katilleri

Amerikan suç tarihinin en kanlı bölümü Dolunay Katilleri’nde Martin Scorsese beyazların açgözlülük, hırs, cinayet komplolarına hedef olan Kızılderili Osageların gerçek öyküsünü anlattı.

Jerzy Skolimowski Aİ’de insanın hayvanın kurdu olduğunu vurguladı.

Tori ve Lokita

Tori ve Lokita’da Dardenne kardeşler Batı’nın göçmenlere karşı adaletsiz katı tutumunu sergiledi.

Balina’da Darren Aronofsky suçluluk, pişmanlık, kefaret, vicdanı sorgularken “Umut hep vardır” mesajını iletti. Fabelmanlar’da Steven Spielberg sinemanın gizemli, iyileştirici gücünü, yönetmen olma serüvenini anlattı.

Şiirsel animasyon Çocuk ve Balıkçıl’da Hayao Miyazaki “Yerküreyi ahenkli, huzurlu, verimli yapmak insanın elindedir” dedi. Oppenheimer’da Christopher Nolan bilimadamının kişisel, politik, etik yolculuğunu fizikçinin zihninin içine girerek irdeledi. Michael Mann’ın Ferrari’si ünlü Ferrari ailesinin dramatik yaşamıydı.

Agatha Christie uyarlaması Venedik’te Cinayet’te ünlü dedektif Hercule Poirot olarak Kenneth Branagh sırları, gizemleri, ölümleri çözdü. Ustaların dışında Kirill Serebrennikov, Çaykovski’nin Karısı’nda günümüz Rusya’sına göndermelerle homofobiyi, toksik erkekliği, yozlaşmayı eleştirdi.

Suzume

Suzume’de Makato Shinkai Japonya’yı etkileyen trajedileri, doğanın gücünü, Inisherin’in Ölüm Perileri’nde Martin McDonagh, İrlanda iç savaşını iki adamın dostluğu üzerinden metaforlarla anlattı. Tanrının Unuttuğu Yer’de, Hlynur Palmason doğa-insan ilişkisini, sömürgeciliği, inancı, varoluşu sorguladı.

Sessiz Kız

Colm Bairead Sessiz Kız’da kentleşen İrlanda’da taşra huzurunu, iyiliği, sevgiyi anlattı. Katili Yakalamak’ta Damian Szifron ABD’nin karanlık yüzünü, Babil’de Damien Chazelle insan kıyma makinesi Hollywood’un ilk yıllarını irdeledi. Fatih Akın’ın Ren Altını yaşamını kendi yazan rapçi Xatar’ın inanılmaz ama gerçek öyküsüydü. 

BAŞARILI KADIN YAPIMLARI

Dünyanın en popüler bebeği Barbie’ye feminist bakışını katan Greta Gerwig eğlenceli, düşündüren bir komedi yaptı.

Bir Düşüşün Anatomisi’nde Justine Triet varsıl modern toplumların ikiyüzlülüğünü, Rebecca Zlotowski Başkalarının Çocukları’nda biyolojik anneliği, annelik iç güdüsünü, ebeveynliği tartıştı.

1976

Manuela Martelli 1976’da faşist Pinochet rejiminde Şilili burjuva bir kadının gerçekle yüzleşmesini, değişimini, özgürlüğü arayışını betimledi. 

Gina Gammell-Riley Keough ikilisi Savaş Atı’nda Kızılderili Lakota Olaga kabilesinin yaşamda kalma savaşımını betimledi.

Savaş Atı

TÜRK SİNEMASI 

Atatürk (1881-1919) birinci bölüm (Mehmet Ada Öztekin) yılın en çok ilgi gören filmiydi, ikinci bölümü 5 Ocak 2024’te gösterime girecek.

Atatürk

Cannes’da Merve Dizdar’a en iyi kadın oyuncu ödülünü getiren Kuru Otlar Üstüne’de Nuri Bilge Ceylan üç öğretmenin üzerinden Türkiye’nin sosyal, politik, ekonomik, kültürel portresini çizdi.

Kuru Otlar Üstüne

Hayat’ta feminist yaklaşımıyla Zeki Demirkubuz taşralı genç kızın varoluş yolculuğunu, toksik erkekliği yorumladı. Derviş Zaim, Tavuri’de Kıbrıs’ın en büyük dolandırıcısı, hırsızlığı kariyer olarak niteleyen Mustafa Serttaş’ın yaşamını belgeledi.

Suna

Çiğdem Sezgin’in Suna’sı, Özcan Alper’in Karanlık Gecesi yılın başarılı yapımlarıydı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir